Tecvid kurallarına riayet ederek Kur’an okumayı en önemli ibadetlerden görmek zorundayız. Kur’an’la amel etmeyi okumaya saymayacağımız gibi, Kur’an okumayı da O’nunla amel etmeye sayamayız. Okumak bir görevimiz, amel etmek bir başka görevimizdir. Kendimize bir okuma planı yaparız. Sabah akşam, ezberden, bakarak herhalükarda Kur’an okuyan Müslüman adını hak etmeye çalışırız. Kimi zaman gözyaşıyla kimi zaman derin düşünceler arasında Kur’an okuyarak ve Kur’an düşünerek, Kur’an’lı yaşayarak gün geçirmeliyiz.
O’nunla amel etmemizi bekler
Emrettiğini yaparak, yasakladığından kaçınarak O’nunla amel etmiş oluruz. Düşüncemizin kaynağı, elimizin, ayağımızın, dilimizin yönlendiricisi O olursa, O’na imanın hakkı verilmiş olur. Geçmiş ümmetlere ait anlattığı olayları bize işittirilmek istenen olaylar olarak anlarsak O içimize sinmiş olur.
O’nu çocuklarımıza taşımamızı bekler
Yavrularımız henüz çevrenin zehirini emmeden, beyinleri boşken onları Kur’an’la tanıştırıp, üzerimizdeki emaneti vakti geçmeden omuzlarına koymalıyız. Başka şeylerle dolduktan sonra Kur’an’a ısınmaları zor olabilir. Müslüman olmamızın en tabii gereklerinden biri olarak onlara Kur’an aşısı yapmayı en önemli görevlerimiz arasında görmeliyiz. Bu uğurda meşakkate, fedakârlığa katlanmaya hazır olmalıyız. Gerekiyorsa evimizi nakletmeye bile cesaretimiz olmalıdır. Ne büyük hazdır ‘Hafız filanın babası, annesi’ olmak! Ne büyük kazançtır Kur’an okuyup sevap kazanmak ve yavrunun okuduklarından da sana yazılması! Ne muazzam adaktır çocuğu Kur’an’a adamak! Asrının Meryem’ine ana olmak, baba olmak!
O’ndan şifa ummamızı bekler
Sulandırmadan, üzerimize düşenleri yaptıktan sonra Kur’an okuyup, okuduğumuzdan şifa beklememiz imanımızın gereğidir. Kur’an biiznillah şifadır. Çünkü O, hastalığı da şifayı da yaratının kitabıdır. O göğüslerdekine ve ruhlara şifadır. Allah Teala buyurdu ki: “De ki iman edenlere: O, bir hidayet ve şifadır.” Fussilet suresi,44 Bir Fatiha’sı ile olmaz zannedilenler olabilir